Ahlaklı ve refah düzeyi yüksek toplumlar da, temiz ve yasal rejim üretirler.
İbadet, inanç, bireyin kendi aklınca, inanarak yaptığı bir davranıştır, inanmadır.
İnancı, kirliliklerin örtüsü haline getiren, abdestli soyguncular, hırsızlar, Müslümanların da yüz karası oldu.
Müslümandan kaçıp Allah’a sığınanların gerekçesi bundan.
Münafıklık mesleği inşa ettiler.
Samimi inançlıların, bunlarla ilgisi olmaz. Dost doğruluktur, ahlak ve inancın temeli bu olmalıdır.
Gerçek Müslüman, hak aramayı savunur, yaşar, riyakarlar, münafıklar da, imtiyaz ve çıkar için, her şeyi alet eder, onaylar.
Kılıfları çoktur. Suretle, siretleri farklıdır.
Hangi statüde olurlarsa olsunlar. İnsan görünümlü fakat, insan özelliği olmayan çok yüzlüler, ülkenin sorunudur..
Asıl tehlike bunlardır. Yasallık değil, bunlarda, itaat ve biat kültürü etkindir.
Her şey mubah anlayışı. Cehalet ve fakirliğin sömürüldüğü düzende, bunlar çok görülür. Kirli düzenin sıkıntılarını ve nimetlerini yaşatan ve yaşayanlar düzeni. Kirli rejimler, bundan dolayı, ahlaksız toplum üretirler.
Ahlaklı ve refah düzeyi yüksek toplumlar da, temiz ve yasal rejim üretirler.
Ressam Edvard Munch ”ÇIĞLIK” resmini yaptığında, şu sözü söyler. “Sanatım, hastalıklarımdan oluştu diyor”.
Hastalık sadece bedenen değil, ruhen ve zihnen de, ahlak da, ahlaksızlıkta üretir.
Karakterin, kaderini yaşatır.
Müslüman kandırılır belki ama, kandırmaması gerekir.
İnsan, sınanmadığı günahın masumu değildir.
Burda önemli olan ızdıraplardan kurtulmak, doğru yaşamakla olur.
Yanlış hayatta, doğru yaşanmaz.
Ahlak, kendi maksadı için, dine bile ihtiyaç duymaz diyen Kant, bunu söylemiş.
Aklını hür iradenle kullan diyor.
İradeni ipotek verme. Sorgulayan, araştıran bir anlayış ve düşünce yanlışa düşürmez.
Yanlışları bilmeden doğruya varılmaz. Aklın, bilimin, ahlakın önemi, burdan anlaşılır.
Hiyararşik hırsızlığın, himaye dağıtım şirketleri gibi çalışanların, yollarını bilmek gerekir ki, kirliğin ağlarına düşülmesin.
Güç, devlet imkanları, din, ideoloji, bunlar için kullanım ve suretleri örtme araçlarıdır.
Acılarda, ölümlerde, her kötülükte rant ve çıkara arayan akıl çürümüş akıldır.
Çıkarın ürünüdür, kirliliğin aracıdır.
Ziya Paşa, Devrini anlatırken şöyle diyor, “Ne günlere kaldık, ey Gazi Hünkar, Eşşek defterdar oldu, katır mühürdar diyor”. Devrinin sıkıntılarını anlatmış.
Bugün bunların tuzağına düşmemenin yolu müzakeredir, hür düşünmedir.
Akıl, bilim, hukuk, demokrasi, ahlak, iyi yolda yürümenin rehberidir Buna uymak, insan olmanın şartıdır.
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir diyen Yunus’un sözüne uyalım.
08 ŞUBAT 2025
Kemal Albayrak