Önce maddi olarak odanın havasını ve kendini temizle. Bunda taviz yok. Hem odanın havası temiz olmalı hem de sen temiz olmalısın.
Ikına tıkına yememek, yiyecekleri tadına vararak, yavaş yavaş çiğnemek ve sofradan biraz aç kalkmak. İnkaların da Akdeniz mutfağının da Okinawa sofralarının da değişmez sağlık yaklaşımlarındandır.
Aç karnına yüz beş, tok karnına yüz yedi geliyorsun. Bu güne kadar da maşallah iyi beslendin. Öküz gibi yedin içtin demeyeceğim zira asıl bu saatten sonra öküz gibi yiyip içmen gerekecek.
Herkes her hakikati söyleyip dile getiremez. Bazen söylemek ‘gevezelik’ demektir. Doğal olan, gerçek olan içimizdeki sessizliktir.
Gündüzleri ise kettle da kaynamış su ile yapılan, tadı tuzu, özü lezzeti olmayan yapay kahveler içtin küçücük ofisinde.
Kimi zaman geceleri bir türlü sabah olmak bilmiyor. Gece bitmiyor değil mi?
Kadere inan ki, elli yıl boyunca iyi kötü yaşadıklarına, gördüklerine, duyduklarına, hissettiklerine ve olaylara öfkelenme.
Mademki dünya yolculuğunun ne zaman biteceği meçhul, uçan balonunun ipi her an kesilebilir. O halde kendin ol!
Nice hayalleri, nice hevesleri, nice uzun emelleri olan insanların uçan balonlarının ipi hiç beklemedikleri bir anda kesildi ya da kendileri kestiler.
Neden diye sorma çünkü senin bunu şimdilik hak ettiğini düşünmüyorum.
Bu bağlantı sizi https://www.daremedya.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.