İnsanlık ,uzun zamandır sağlığın fizik bedenden ibaret olduğu yanılgısında. Bu bir yanılgı. Neden mi?

****

Çünkü çok büyük bir illüzyona maruz kalıyoruz ve yanılgıyı gerçeklik zannediyoruz. Oysa insan salt fiziksel bedenden ibaret hiçbir zaman olmadı. İnsan denilen varlığın parçacık boyutu olan fizik beden kendi içinde çok boyutlu katmanlara sahip. İnsan çok boyutlu bir varlık. Yoga felsefesinde bu katmanlara koshalar adı verilmiştir. Koshalar insan bedeninde fizik beden yani et  bedenden içeriye benliğin özüne doğru olan katmanları tarifler. Kelime anlamı zaten katman demektir. Peki hem kendi et bedenimizden içeriye katmanlardan oluşup ayrıca kendi bedenimizden de dışarıya doğru açılan katmanlarımız yok mu?

****

Elbette var. Düşünce ve duygu bedenlerimiz auramızın içerisinde ve artık bunu bazı cihazlarla görünür hale getirebiliyoruz. Kendimize ait ama görünmeyen alanlarımız . İşte tamda bu görünmeyen ancak varlığından sorumlu olduğumuz alanlarımızdan bahsetmek istiyorum. Bizler beş duyumuzla algılamadığımız şeyleri yok saymaya görmezden gelmeye önemsemeye pek meraklıyız. Kendimizin cahiliyiz bir nevi. Kendimizden haberimiz yok. Katmanlarımızdan ve boşluklarımızdan,dalga boyu uzanan varlığımızdan. Görünmeyen ancak madde bedenimize tesir eden.İşte sadece sorumlu olduğumuz bedeni  madde beden olarak düşünerek kendimize hem  çok hoyratça hemde anlayışsızca yaklaşmamızın sebepleri. Bende diyorum ki gelin birazda bu konuya birlikte ışık tutalım.Ne yediğimiz,ne düşündüğümüz ,ne hissettiğimizin önemine. 
Yediklerimizi seçmek ve kontrol altına almak en basiti aslında. En basit olandan başladığımızda diğer alanlarımızda yavaş yavaş etki etmeye başlıyoruz. Çünkü toksik beslenmeler toksik düşünce ve duygulara alan açıyorlar. Hepsi domino taşı gibi birbirine sımsıkı bağlı.Yediklerimize dikkat edersek düşünce ve duygu bedenimize de etki ediyoruz. O halde ilk adım neyi nasıl yediğimiz hem çok basit hem çok zor .Ancak imkansız değil.

****

Sadece dünyaya gelişimizin kalitesini arttırmak doğduğumuz potansiyeli açığa çıkarabilmenin yolu.Besinlerimiz bir nevi ilaç yada zehir.Biz kendimize böylesine hızla gelişen ve değişen dünyada en doğru rehberliği yaparsak farkında olmadığımız bedenlerimiz de bizim enerjimizi etkilemeye başlarlar.Sağlıklı bir duygu beden güçlü bir enerji alanı yaratır.Güçlü bir enerji alanı yerçekiminin manyetik enerjisinden en doğru şekilde beslenmemize yol açar. Doğru zamanda duygularımızın topraklanmasını sağlar ve böylelikle bizi huzursuz titreşimlerden korur.
Evet farkındayım dünya zor bir gezegen.Madde herşeyin anlamını değiştiriyor.Ancak maddenin kapladığı alanla boşluğun kapladığı alan aynı mı sizce?Tabii ki değil.O halde boşluğun içindeki görünmeyen alanlarımızı niye ihmal ediyoruz. Sağlığımızn başlangıç noktası burası zaten. Çünkü madde eşittir enerji (E=mc2) değil miydi formül. O halde enerji varlığımızın katmanları içeri yada dışarı doğru fark etmez bizim etki alanımızda . Hepsine etki eden kendi bilinçli yapımız.O halde bilinçlenmek mi yoksa kendimize cahil kalarak yaşamaya devam etmek mi?
Gelişmiş ülkeler sağlığa bakış açısını değiştirirken biz neden hala sağlığımızı organlarımıza ,genetiğimize bağlıyoruz.İnsan bedeni maddesel formda zor yıpranan bir yapıya sahipken kendimizi hasta etmek için yoğun bir çaba harcıyoruz .

****

Nasıl mı?

Kavga ederek,bağırıp çağırarak,hakaret ederek,inciterek,saldırarak örnekler uzar gider.Nasıl da farkında değilizdir bu haller içerisinde sağlığımızın ellerimizden kayıp gittiğini.

****
Elimizde bilgiden araçlar varken ,ezberlerimizi bozmuyor bakış açılarımızı değiştirmiyoruz .Peki neden?Evet dünyada sevimli şeyler olmuyor dünyanın kendine has çizdiği bir rota var. Ancak bireyinde var. Birey yaşantısını sağlığını dünyanın gidişatına kurban edemez. Etmemeli de.

****
İnsan bedeninin ve katmanlarını araştırmaya başladığım zamandan beri bu görkemli gizem hakkında düşünüyorum. Bizimle nasıl konuşur.Derdini bize nasıl anlatır.Sebepsiz ağlamalar mutsuzluklar aslında hepsi bedenlerimizin bizimle konuşma şekli. İşte bu düşünce ve duygu bedenlerin etkisini aşabilirsek kendi içsel bilgeliğimize ve iç sesimize de ulaşabiliyoruz aslında.İçimizde dünyanın gürültüsünden duyamadığımız o sese ulaştığımızda gerçekliğimize  kendimize olan yabancılığımızda son buluyor aslında.İnsan zaten en çok kendine kör ve yabancı.Ve bedenine vermesi gereken enerjiyi fütursuzca harcamakta.

****

Zamanını ve enerjisini öyle hoyratça harcamaktaki kendi mutlak sağlığının nedenlerine bakamıyor.Bütüncül bakış açısını sağlığımıza yavaş yavaş getiriyoruz ancak daha tam kabul görmedi. Çünkü cehaletimiz bilgiye ulaşmamızın önünde engel.Ve Ne acı ki; günümüz dünyasında modern tıp insan sağlığını fizik bedene indirgedi. Sağlık sistemi şefkati merhameti ve sevgiyi mesleki donanımının içerisine koymuyor artık.İnsanlığın mevcut sistemden dolayı her gün yoğun strese maruz kalındığı görmezden geliniyor.Hasta diye üzerine azar yiyebiliyor insanlar. Suçlu hissettirilebiliyor. Stresin sinir sistemimiz üzerinde ki tahribatından ,sinir sisteminin yıpranmasının organların sağlığına olan yansımasından artık bahsedilmiyor. Bende bu noktada böylesi bozulmuş bir sisteme kendi bedenlerinizi kurban etmeyin diye hatırlatmak istiyorum. Kendinizle el ele verin ve bir anlaşma yapın. Sağlıklı olmaya.

****
Gerçek sağlığın içerisinde neşenin ,paylaşımın,güzel sözcüklerin etkilerini hafife almayın.
 21.yy dayız. Bilgi çağındayız, HATIRLAMALIYIZ. 
Atalarımızı ve  çağlar boyunca tekamül etmiş uygarlıkları.
Ve ARAŞTIRMALIYIZ-OKUMALIYIZ.  
Uzaktan programlanan bir robot gibi dış dünyaya olan bağımlılığımızın bir an önce oranını azaltmalı ve içimizin zenginliğine ,katman katman açılan bedenlerimize ulaşmalıyız. 
Ulaşmalıyız ki hak ettiğimiz bu yaşamı bize verilmiş bu ödülü en güzel şekilde değerlendirelim. Sonsuz sevgi ve saygımla… 

12 Haziran 2022

Ayşe Ebru Kopal