Ölüm, herkesin kaçınılmaz kaderidir. Ancak geride bırakılanlar, insanlık adına kazanılanlar ve kaybedilenler, ardından söylenecek iyi ya da kötü sözleri belirler.

Ferdi Tayfur’un vefatını duyan sevenleri, onun en bilinen eserlerinden “Hatıran Yeter” türküsünü hatırlatarak ona olan sevgilerini dile getirdiler. Kendisine rahmet diliyorum. Sanatıyla toplumun acılarını, çilelerini, ezilmişliğini ve adaletsizliklerini dile getiren, bunu müziğine ve filmlerine yansıtan büyük bir sanatçımızdı. Gözümüz kapalı dahi olsa onun sesini tanır, hatırlarız. Ferdi Tayfur, bu toplumun yoksullarının, ezilenlerinin feryadını sanatıyla duyuran önemli bir isimdi.

Ölüm, herkesin kaçınılmaz kaderidir. Ancak geride bırakılanlar, insanlık adına kazanılanlar ve kaybedilenler, ardından söylenecek iyi ya da kötü sözleri belirler. Hayatta iyi bir insan olmak gerekmez mi? Sadettin Ökten, Kemal Sayar’ın “Dünyaya Geldim Gitmeye” adlı eserinde şöyle diyor: “İnsan, tabiatla ve çevresiyle ahenk içinde değilse, Tanrı ile de ahenk içinde olamaz.” Bu anlayış, insanın ele geçirmeye değil, paylaşmaya odaklanarak kamil insan olmasını öğütler. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın şu sözleri de derin bir anlam taşır:
“Dünyaya geldim gitmeye,
İlim ile hilme yetmeye.”

Yunus Emre ise şunu ifade eder: “Bizi bilmeyen ne bilsin, bilenlere selam olsun.” Halil Cibran da hayat ve ölümü, birbirine kavuşmayı bekleyen nehir ve denizlere benzetir. Yaşarken yaşatmayı bilmek, insan olmanın gereğidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında şu dileği ifade etmişti: “Yarın arkamızdan, bir Tayyip Erdoğan vardı; dürüst, ahlaklı, vicdanlı, mert, merhametli bir adamdı desinler. Bu bizim en büyük duamızdır.” Elbette bunu, geride kalanlar değerlendirecektir.

Günümüzde ne yazık ki doğru ile yanlışın birbirine karıştığı, adaletsizliklerin arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bir yanda bebek katiline umut hakkı isteyenler, diğer yanda basit bir rahmet dileği yüzünden gazetecileri mahkum edenler var. Adaletin terazisinin şaştığı bu dönemde, zulüm ve haksızlıklar karşısında sanatıyla direnenler her zaman hatırlanacaktır. Örneğin, Picasso’nun Guernica tablosu, Nazi Almanya’sının İspanya’daki Guernica şehrini bombalamasıyla ölenleri anlatır. Bir Nazi generali sergide tabloyu görünce sorar: “Bunu kim yaptı?” Picasso, “Sizin zulmünüz yaptı,” diye cevap verir.

Victor Jara’nın Şili’de diktatörlüğe karşı dik duruşunu unutmak mümkün mü? Gitarıyla faşizme meydan okuyan bu büyük sanatçı, elleri kesilerek katledildi. Ancak Victor Jara bugün iyilikle, adaletle anılırken, ona zulmedenler kötülükleriyle hatırlanıyor. Adaletin olmadığı bir yerde sanat da acıların, işkencelerin, faili meçhullerin sesi olmuştur. Ferdi Tayfur da ezilenlerin, yoksulların sanatçısıydı.

Sonuç olarak, hepimize düşen ibret almaktır.
Gücün ve statünün tükendiği bir noktada geriye sadece hatıralar kalır. Hayat bir gün biter, ama yaşananların bıraktığı izler sonsuza kadar sürer. Bu nedenle, sözlerimizle eylemlerimizin uyum içinde olması gerekir. Bugünü adaletsizlikle yaşayıp yaşatanlar, yarın hatıralarında nasıl anılacaklarını düşünmelidir. Hepimizin hatıralarını başkaları yazacak. O gün geldiğinde dua mı, beddua mı alacağımız bize bağlı.


05 Ocak 2025

Kemal Albayrak