Dindarca görünüp çalmaya sansür, sahiplerini ahlaklı yapmaz. Bir ülke ya ilimle, ahlakla, ya zulümle yönetilir.  Tercihimiz ilim ve ahlakla olmalıdır.

Mustafa Erdoğan 21 Temmuz 2024 tarihli “AKP’nin siyasi yozlaşmasının altında yatan ruh hali “ yazısında, en fazla sansür yolsuzluk haberlerine” ifadesinden “2023 yılında Free Web Turkey 2023 internet sansürü raporuna göre, 219059 URL’ye erişim engeli getirildi.

Engellenen haber sayısı, 14680 olurken, en çok yolsuzluk ve usulsüzlük konulu haberler engellendi.Bu konudaki haberlerde ise, en çok suçla anılanlar ise,kamu görevlileri ile AKP’ye yakın kişiler oldu diyor.

Burdan anlaşılıyor ki “dindar görünümlü, soymanın gizliliğinden” başarıya giden, siyasetin ve iktidarın, yönetimini mi kast ediyor acaba?Servet devletten gelir, çalma sırası bizde, anlayışının mantığı, dinci, kemalist, sağ, sol, şucu, bucu fark etmiyor. Davası güçlü olanın delile ihtiyacı olmaz diye bir söz vardır. Demekki davası çürük olanların, zırhı da,sansüre sığınmakmış. Ancak iki kişinin bildiği sır, sır değildir. Ne tür güçle, bağımlı hukukun sansürü ile,ahlaksızlığı ve hak yemeyi kapatsanız da sonunuz felaket. Adaletsizliğin olduğu idarelerde, her türlü ahlaksızlık, zulüm,keyfilik olur. 

Bunları görmek mümkündür. Eğer akıl, bilim, hukuk, demokrasi, denetim ve denge, ahlak idarede, yok olmuşsa zulümle yönetim başlar. Bir yönetim hak yemede,zulme çevrilirse, adı ne olursa olsun, yönettiği insanlara huzur getirmez. Kin, nefret, yalan, kutuplaşma, intikam duygusunu yeşertir. Doğru yoldan sapma, insanlığı, yok eder, ahlaksızlığı körükler. Hayat geriye doğru, anlaşılır, ileriye doğru da yaşanır. Yönetimlere baktığımızda, bu alandaki kirlilikler gizlense de, ilerde sergilenerek açığa çıkar. Siyaset bazen unutur ama, az, çok,hesabını da sorar. Bunlar yaşadığımız ülkede,geçmişte olanların sergilenmesi ile görülmüştür.

Bu bir hastalıktır.Kleptomani(çalma hastalığı)dır.Hem hasta,hem de yakınları için ciddi sonuçlar doğuran bir hastalıktır.Bunların tedavileri de zordur. Çünkü çaldıkça, daha çok çalmayı isterler. Bir yüzük dışını,  hırsızlık olarak seslendirenler, suretleri ile çaldıklarını gizlerler. İnsan sınanmadığı günahın masumu değildir. İnsan hangi zevkle suç işlerse o zevk onu öldürür. Günümüzde böyle değil mi? Güç ele geçtiğinde, din, iman, ideoloji, dava, çalma hastalığının önüne geçme bir tarafa, bunları gizleme kılıfları çoğaldı.

Şeytan bile müslüman mintanı giymiş diyordu, devrinde, Rahmetli Kazım Karabekir.Bu hastalık, siyasette, ticaretle, örgütlerde, çok kuruluşların yönetimlerinde, görülmektedir. Çünkü aynı zamanda bu patolojik bir hastalıktır.  Ahlaklı bir düşünce insanına, niye bu kadar çalıyorlar? sorusuna,cevabı, harama bulaşan, haramzadeler doymaz, dünyayı ver, ikincisini, devamını ister, oysa,servetin sahibi ile,çulsuzun sahibinin buluşacağı yer, bir metrelik toprak, bu da,insanın, kendini tanımasından, insan olmaktan geçer derdi.

Dindarca görünüp çalmaya sansür, sahiplerini ahlaklı yapmaz.
Bir ülke ya ilimle, ahlakla, ya zulümle yönetilir. 

Tercihimiz ilim ve ahlakla olmalıdır. 

Bu da saydamlık, denge ve denetim, ahlak, adalet ve modern yönetimin kuralları ile olur. 

Yönetenlerin de, yönetilenlerin de amacı, iradesi, eylemi bu yönde olmalıdır.

26 Temmuz 2024
KEMAL ALBAYRAK