Tüketim toplumu olmanın bir diğer yönüdür ilişkilerin de bir tüketim mantığı ile yaşanması. Derler ki kişinin eşyaya yaklaşımı, insanlara yaklaşımının bir yansımasıdır.
Evinize bir cihaz alırsınız bozulduğunda onu atıp yenisini edinirsiniz. Çoğu zaman bozuk bir cihazı yaptırmak için çaba sarf etmek yenisini edinmekten daha zor gelir. Sürekli değişen modaya uygun mobilyalar, giysiler alır dururuz, doymak bilmez bir iştahla.
Aynı durumu ilişkilerimizde de yaşıyoruz. Yaşanan her hangi bir sorunda sorunun çözümünden ziyade ilişkinin bitmesi yönünde tercihlerde bulunabiliyoruz. Yaşanan süreçte ilişkiden ilişkiye atlayıp tüketiyoruz. Tükeniyoruz. 
Daha başlamadan biten ilişkiler, güvensizlikler, kendini ve diğerlerini sorgulamalar kuşatıyor dört yanımızı. 
Oysa insan eşya değildir. Duyguları, düşünceleri, yaşanmışlıkları, yaraları, travmaları olan bir varoluştur. O varoluşu nesneleştirmek demek ona ait tüm gerçekliği de yok saymak olur.
Dost, arkadaş, sevgili, eş fark etmez, bir insanı hayatınıza niçin aldığınızı hiç düşündünüz mü? Neydi amacınız? Cinsellik mi? Bir zaman bir yerde işinize yarayacağı inancı mı? Ekonomik nedenler mi? Karşınızdakinin dış görünüşü, mesleği ya da toplumsal statüsü mü?
Eğer sırf bu nedenlerden dolayı bir insanı hayatınıza alıyor ve bir ilişki inşa ediyorsanız bu sizin karşınızdaki insanı nesneleştirdiğiniz anlamına gelir. Ve nesneler işimize yaradıkları sürece hayatımızda yer alırlar. İşimize yaramadıklarında tıpkı bozulan herhangi bir eşya gibi bir kenara atılıverirler. 
Bu bir nevi çıkar ilişkisidir. İçin de “çıkarın” bulunduğu ilişkilerde, ilişkinin temeli ve olmazsa olmazı olan güven, saygı gelişmez. Kalp değil beyin devrededir.
Hayatınızın döngüsü bu şekilde devam ettiğinde; kısa bir dönem sizi mutlu ettiğini sandığınız, kendinizi özgür hissettiğinizi düşündüğünüz ilişkiler sizi de tüketmeye başlar. Nasıl mı?
İnsanlara, ilişkilere ve kendinize güveninizi yitirebilir, aslında özgürlük sandığınız şeyin derin bir yalnızlık olduğu ile yüzleşip depresyona girebilirsiniz. 
Çünkü bir ilişkideki nesne siz de olabilirsiniz.
Unutmayın! Gerçek ilişkiler içinde güven ve saygının olduğu, çıkara dayanmayan ilişkilerdir. Yürek yüreğe yaşanır. Emek ve fedakârlıkla güzelleşir, derinleşir. Değer kazanır.
Yanında kendinizi evinizdeymişsiniz gibi güvende hissettiren, hiçbir çıkar gözetmeden sizi siz olduğunuz için kabul eden, seven insanlarla çevreleyin hayatınızı. Hepsinden önemlisi siz de öyle bir insan olun. 
Varsın dünyayı güzellik kurtarsın ve birbirimizi sevmekle başlasın her şey.

28 Ağustos 2023

Nebahat Gülsün

Psikolog