Herkes yapılacak ilk MB Para piyasası Kurulunda Faizlerin arttırılacağı ve bununla birlikte kurun yerine oturup enflasyonun düşeceğini dolayısıyla hayat pahallılığının bir nebze olsun frenleneceğini düşünüyor ve bunu umut ediyor.
Kısa vade için belki ama yüksek faiz sürdürülebilir bir kalkınmayı ve ekonomik iyileşmeyi beraberinde getiremez.
Faiz arttırımı ekonomilerin hasta olduğu zaman kullandığı KORTİZON tedavisi gibidir. Her şeye iyi gelir, iyileştirir ama yan etkileri bir süre sonra insanın hayat kalitesini bozduğu gibi ekonomide de yatırım ve istihdamın dolayısıyla büyüne ve kalkınmanın önünü tıkar.
Yüksek faizlerle bu ülke ekonomisi çok yaşadı. Çalış, kazan faize yatır ile para baronlarının kasalarını doldurduk. Bizden kazandıklarını faiz güncelleyerek bize sattılar.
Ekonomi sadece para piyasalarından ibaret zannediyoruz. Halbuki ekonomilerde para piyasaları sadece bileşenlerden bir tanesi. Bir ekonomi oluşturabilmeniz için öncelikle elinizde satabilecek bir mal yada hizmetinizin olması gerekiyor. BU mal ve hizmet üretimlerinde dengesizlik ortaya çıktığında da ortaya faiz, kur, enflasyon şeytan üçgeni üzerimize yıkılıyor.
Bizim günlük hayatımızda hayat pahalılığından şikayet etmememizin en büyük sebebi günlük harcamalarımız yani mutfak. Ekonomi kötü olduğunda herkes ‘’Mutfakta yangın var’’ der, kimse ‘’ayakkabılar yanıyor’’ demez. O zaman insanımızın günlük ihtiyaçlarının maliyetlerinde yapacağımız iyileştirmeler hayatı kısa pratikte herkes için kolaylaştıracak.
Bunun yolu ise Tarım…
Tarım bizde maalesef yıllardır bir sanayi bir üretim kolu olarak görülmüyor. Dolayısıyla verilen tüm hibeler teşvikler ve destekler çiftçiyi mağdur etmemek yada memnun etmek adına yapılıyor. Böyle olunca hedefine varamadan yollarda eriyen dökülen milyarlarca liramız heba olup gidiyor.
Dünyanın tüm gelişmiş ekonomilerine baktığınız zaman Tarım Ürünleri ihracatında ilk sıralarda olduklarını görürsünüz. O kadar verimli ve ciddi üretimler yaparlar ki ülke içerisinde gıda fiyatları ucuz olduğu gibi kalanıyla da dünyayı beslerler. Amerika bunların en başında gelir.
Bizim ülkemizin ekonomisinin sağlam temellere oturması için ve hayatın ucuzlayıp insanlarımızın refah düzeylerinin artması için ilk önce Tarım işimizi halletmeliyiz. Bu beraberinde istihdam ve büyük kentlere göç konusunun çözümünde de bize katkı sunacaktır. Dünyada televizyon ihraç eden hiçbir gelişmiş ülke yurt dışından patates, soğan getirmeyi alışkanlık haline getirmiyor.
Eğer bir Türkiye Yüzyılı inşa etmek istiyorsak bizim mutlaka ama mutlaka hem de çok acil bir Milli Tarım Politikasına ve Tarım reformuna ihtiyacımız var. Bunu yapmadan hiçbir yere gidemeyiz varamayız çünkü nüfusumuz ve nüfus artış hızımız bu konuyu çözmemiz gerektiğini bize söylüyor. Burada işin en güzel tarafı Tarıma yaptığınız yatırımların karşılığını diğer sanayi yatırımlarına göre çok daha kısa bir sürede alıyor olmanız. Düşünün ki 2024 yılında 2023 yılında ekimi yapılan buğday arazisi 2 katına çıktı. İthalatımı ne kadar azalır, un fiyatları ne kadar ucuzlar ve birden neler değişir.
Önce Tarım konusunu halletmeliyiz… Yoksa ekonomik gelişmişliğimizi ve kalkınmayı yakalayamayız.
17 Haziran 2023
Hasan Fatih Özsümer