Ekonomik programların başarılı olması, programa toplum kesimlerinin ve reel sektörün inanç ve desteği ile doğru orantılıdır.

Ekonomik programların başarılı olması, programa toplum kesimlerinin ve reel sektörün inanç ve desteği ile doğru orantılıdır.

Gerek açıklanan Kamu Tasarruf  Paketi, gerek Carry Trade ve Borsadaki silkeleme  işleri, gerek emekli ve orta gelir grubu sabit gelirlilerin ekonomik olarak en alt sınıfa itilmeleri, gerek emeklilere bedava öğrenci yurdu, şezlong, şemsiye gibi komik uygulamaların müjdelenmesi (!), gıda enflasyonunun bir türlü durdurulamaması, ve Ahlaksız fiyat artışlarına Hükümetin Devlet Etme reflekslerinin yeterli olmaması ve döviz kurunun mecburen sabitlenmesiyle ihracatçının nefes alamaması Programa olan güven ve desteği her gün en alta çekmekte ve çekmeye devam etmekte.

Bu beraberinde hükümete ve İktidar Partisine olan güven ve desteği gün be gün azaltmakta ve azaltmaya devam etmekte. 

Böylece karşılıklı olarak güven ve oy oranı birlikte düşmekte. 

Bunun tsunami etkisi ise toplumdaki sosyal ve siyasal kesimlerin aralarında husumetlerin doğmasına akabinde kesimler arasında kapanamaz faylar açılması olarak karşımıza çıkmakta. 

Böyle giderse geçinemeyen gençlerden ve kadınlardan başlayan sokak eylemlerini de görmemiz kaçınılmaz olacaktır ne yazık ki.

Ülkemize son 10 yılda kalıcı
( iyimser rakamla) 10 milyon göçmen geldi. 

En az yarısı kadarı da bu topraklardan geldi geçti.

Denizlerimizde boğulan kadınları bebekleri çocukları ne olur unutmayın. 

O dramları hatırlayın... 

Kontrolsüz Göç Dalgası sonunda , total rakamı 4 kişiye bölseniz 2.5 milyon konut ihtiyacı ortaya çıktı ama alt gelir grubuna yönelik bu kadar konut olmadığı için konut ve kira fiyatları fırladı. 

Günde ekstra 10 milyon ekmek, 1000 ton et, 1000 ton domates patates pirinç bulgur mercimek tavuk eti yumurta ihtiyacı ortaya çıktı. Üretim olmadı ithalata bastık yada zamma bastık.
SGK sistemine yüklerini hiç hesaplamıyorum bile. 

Hükümet, eğer güven tesis edecekse işe bu 800 Bini kayıp 10 Milyon göçmen için ne yapacağını inandırıcı bir şekilde halkımıza açıklamalı. 

Sonra da ekonominin kapalı kaplar kanuna göre çalıştığını ve alınan her kararın toplumda yarattığı travma ve zorlukları göz önüne alarak yürümelidir. 

Uygulanacak yada uygulanan ekonomik programlar mutlaka sosyolog ve psikologlarla birlikte toplum kesimleri ile iletişim halinde uygulanmadır. 

Ayağını keseriz deyip insanları felce razı etmek iş değildir. 

Esas olan felç olmadan kangren olmadan kesmeden kaybetmeden duruma vaziyet etmek olmalıdır. 

Hokus pokuslarla 6' yı ters çevirip 9 yapmak işlerin iyi gittiğini göstermez.

İyi gitmiyoruz, iyiye gitmiyoruz... 

Keşke birileri birilerini biraz dinlese ve keşke koltuk meraklısı olmayan Babayiğitler çıkıp Kral Çıplak diye gerçekleri bilmesi geren muhatabına haykırabilse... 

Ve keşke O da dinlese, söylenenler doğru mu deyip teyit alsa... 

Ülkemiz ve çocuklarımız için daha da geç kalmadan, geç olmadan.

17 AĞUSTOS 2024

Hasan Fatih Özsümer