Kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı, özel yaşamına "özel hayat" denir.


****


"Özel hayatı yaşamak" denilince herkesin mutlak yaşam hakkı vardır anlamı çıksa da, toplum vicdanında yer tutmayan, başkalarının yaşam hakkını yok sayarak, başkalarının hayatında kırılma noktası olabilecek, onun hayatını yok edecek yerlerde durmak, aile cemiyetine sorumsuz kalarak, ahlak kurallarına uymayarak, çevresine, sevenlerine sorumlu olduklarına, sorumlu davranmayarak, " ben yaptım oldu" diyerek, "kimseyi ilgilendirmez" diyerek,  "bu benim özel hayatım kime ne?" gibi basit cümlelerle de ifade edilemez.


****


Ahlakın arandığı her yerde mutlaka yasalar da vardır.
Kısaca ahlaksızlığın, vicdanları kanatan, insanlara acı veren, üzüntüye boğan, kul hakkına giren, yasa tanımamazlığın içinde "özel hayat" açıklaması geçersizdir.


****


"Özel hayat" diyerek sana yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına da yapmamak ilkeli ahlak kuralını, kimsenin alt üst etme hakkı yoktur.


****


Çünkü sınırsız özgürlük, başkalarının özgürlüğüne veya hakkına el uzatıyorsa bu da yine " özel hayat ben böyle yaşıyorum" denilerek savuşturulamaz.


****


Mesela hırsızlık yapmak bir özel hayat değildir. Yasalar karşısında mutlak suçtur. Kimse hırsızlık yaptığı halde, yakalandığında "bu benim özel hayatım çalarım" diyebilme lüksüne sahip midir?


****


Yasak bir ilişkinin içinde olmak, "özel hayat" gibi bir yüce ifade ile tarif edilebilir mi? Bu da başkalarının hayatını çalmak değil midir? Bu da ihanet denilen kalleşliğin, bir diğer ayağı olmak değil midir?
Zira böyle bir durumda da medeni hukukta yine  mutlak karşılığını bulur.
Sadakat olgusu medeni hukukta en önemli tariftir. 
Bu olguyu yok sayarak, eşini aldatan bir erkeğin veya evli erkeklerle beraber olan bir kadının, çıkıp " bu benim özel hayatım kimseyi ilgilendirmez" gibi basit ve kaçamak bayağı bir cümleyi kurma hakkı olabilir mi?
Elbette olamaz...


****


"Özel hayat" ifadesi etik açıdan ve toplum vicdanında kabul görmüş, diniminizce de mahrem diye ifade edilen şeyleri içine alan yaşama biçiminin adıdır aslında.


****


Yanlış zamanda yapılan, yanlış işlerin mutlak hesap günü vardır. Yalanlarla örülmüş, entrikalarla sıvanmış, karşıdan bakıldığında çok cazip gelen  günah mabedi, gün gelir onu inşa edenlerin üstüne yıkılır.


****


"Senin kafanda dönenleri bilemiyorum ama şundan eminim, aynı anda çok dünyayı idare edebilme yeteneğin var" gibi cesur bir söz duyarsanız, lütfen dikkate alın.


****


"Sen belirlediğinde, sen istediğinde, sen ihtiyaç duyduğunda beni buluyor veya ulaşıyorsun" diye içinde minnacık sitem olan bir sözü birileri size söylüyorsa kendinizi sorgulayın.


****


"Seninle bir süreç yönetiyoruz" diye size bir cümle kuruluyor bu yüzünüze direk söyleniyorsa, kendinizdeki samimiyeti ve işin başında verilen bir söze sadık kalıp kalmadığınızı sorgulamanız gerektiğini anlayın.


****


Döneminde elle tutulmayan, gözle görülmeyen ama sözle ifade edilebilen bir akitle, bir günah yumağından arınma, yanlışlardan geri durma konusunda bir söz verdiyseniz.


****


Bu sözünüze birisini inandırmış ve bu günah yumağından, yanlışlardan kurtulmanız için, söz verdiğinizden size emek, zaman, ilgi ve destek verilmişse, buna rağmen sizin sözünüzde durmadığınız ve kaldığınız yerden devam ettiğiniz ortaya çıkmışsa, yine "bu benim özel hayatım" diyerek söze başlayıp, durumunuzu kurtarmak, kendinizi haklı çıkarmak gibi bir tavıra da bürünemezsiniz.
Zira böyle bir durumda alçalırsınız, nankörlüğünüzü yüzünüze vururlar.


****


Size yapılan destekler, emekler ve yalancılığınızla birlikte sözünüzde durmadığınız "dönek" diye kısaltılarak, yüzünüze okunursa, inanın ki bu da karşı tarafın kendini doğru olarak ifade etmesidir.


****


"Vicdan nasırlaşırsa, vücut da hayvanlaşır" tarifi bu haksızlığı yaşamış bünyede isyan boyutuna gelir ve bunu haykırır.


****


Güven kaybı karşı tarafı sarsmışsa, verilmiş söze karşı gösterilen sadakat burada tartıya çıkar ve ahlakla, insanlıkla sözünde durmakla birlikte okkasını da net olarak ortaya koyar.


****


Bu değerler her zaman kazandığında bile arsızca " bu benim özel hayatım" gibi bu özel tarifi ucuzlatma hakkınız da yoktur.


****


Üstüne birde "iftira" denilen alçaklığı son çare olarak bir çamur gibi sıvamaya kalkarsanız.
Bunun bedeli çok ağır olur.
Kurduğunuz hayal perdesi, yalan perdesi aralanır, gerçekler gün ışığı gibi ortalığı aydınlatır.
Kurgularla, fırsatçılıkla yaratılan dünyanın sonu, birilerinin sur borusu gibi gür sesiyle kıyamete erer ve yerle bir olur.


****


Gerçekleri bildiği halde saklayanlar, kabahatleri örterek, susarak, çöpleri halının altına süpürüp durumu kurtardığını sananlar, yanlışlara mani olmayıp sineye çekenler, günahlara engel olması mümkün iken olmayanlarda bu kıyametin içinde kalırlar, ateşleri söner, havaları da solar.


****


"Ar damarı çatlamak" utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapmak, utanmayı bırakmak, yüzsüz olmak anlamlarında kullanılan bir deyimdir. Terbiyesizlik, ahlaksızlık yapan kişiler için kullanılmaktadır. 


****


Bu da yine işin son raddesine gelmiş, arsızlığın zirve yaptığı yerde kullanılan kültürümüzdeki özel bir ifadedir.


****


Bu utanç havasını soluyanların arsız arsız güldüğü mavi kuşaklı  merdivenaltı şöhret şehrinde, günahlarını kat kat dürdüğü, kendini düzenlerle, düzeltmeye çalışanları bir arada büktüğü sandık patlar, bu defa da patlamasına şaşırmamak gerekir.


****


Şimdi kaybedenler kulübünde yer bulma telaşı başlıyor.
Şarampolün kenarında akrobasi yaparak, hayatla ve değerlerle hokus pokus yapanların şapkalarından tavşan çıkacak mı göreceğiz!

****


"Şarampolün kenarından döndü" sözü bir züğürt tesellisi değil, böyle durumlarda kötünün en iyisi diye adlandırılabilir.

****


Şimdi patlayan sandığı sırtında taşıyarak, bedel ödeme zamanı.
Efsunlu gibi gelen, içinde sahte yüzlerin olduğu ve gülümsediği insancıkların kandığı, günah iksiri içilerek cesaret kazanılan maskeli balo da sona erdi.

****


Masum görünümlü, şeytan ruhu taşıyan fesatlığın, entrikanın yürüyen vücut bulmuş halinin esareti ve günahlarının bedelini ödeme dönemi başlıyor.
Yol uzun, çekilecek meşakkat ise bir ömür boyu...

****
Yaşama dair, çok belirgin gözlemlerimdi yazdıklarım. 
İnsan soluduğu hayatı bakarak değil, görerek yaşamalı. Empati hayatta bence sık kullanmak zorunda olduğumuz bir olgu olmalı..

****


Empatinin hissettirdikleriyle katıksız ve doğal en içten sözleri kondurmaya çalıştım, samimi ve bir o kadar da yüreğimde rafine ettiğim cümlelerle bunu size sunmaya özen gösterdim.


****


Gözümün önünde, hemen yanıbaşımda cereyan eden bir insanlık dramını belki açık cümlelerle ifade edemedim. 
Ancak genel bir çerveden gönlümde damıttığım özel cümlelerle yaşanmışlığı böyle tarif edebildim.
Değerler üzerinden bakınca umarım bu cümleleri algılayarak görebildiğiniz insan manzaralarının altına yazarsınız. 

****


Yazının ucu açık, insanlığın asırlardır yaşadıkları aslında, yani içinde insan olan her şey var vesselam.
Yaşama sevinciniz daim olsun, nankörlük ve vefasızlık hepimizden uzak olsun.
28 Nisan 2022
Mustafa Temiz