Uzunca bir süre önce Sığınmacılar ( Göçmen, Mülteci vb) hakkında bir yazı yazmıştım.
Öncelikle şunu belirtmeyelim ki sosyolojik bir gerçeklik olarak her toplumda % 3 oranında suça meyilli yada suçlu insan bulunur.
Konuşulan rakamlara bunu orantılayalım. Çıkan rakam potansiyeli bize gösterir.
Seçim üzeri ülkemizde iç karışıklık yaratmak amacıyla Sığınmacılar üzerinden bize tuzak kurulabileceğini de çok önceden belirtmiştim.
****
Batılı ülkelerde ve ABD’de olduğu bir Göç ve Göçmen Bakanlığı kurulmaması ve bu insanların tek elden kontrol edilememesi ciddi bir ihmal.
****
Sınırımıza her gün yüzbinlerce kişi dayandı.
İlk başta Urfa, Hatay ve Antep başta olmak üzere kamplar kurduk.
****
Ama bir dönem o kadar yoğun bir şekilde göç yaşandı ki bu kampların kapasitesinin yetmesi yada milyonlarca kişinin buralarda bakılması fiziken ve ekonomik olarak mümkün olmadı.
Ve bu insanlar ülkemizin içerisine dağıldılar.
****
Bu insanlar Suriye’nin kuzeyinde bize yakın olan bölgeden yaşayan insanlardı.
Bu göçün gerçekleşmesi için Esed, Amerika, Daeş ve PKK ortak eylemler yapmaya ve bu insanları öldürmeye başlayınca, kaçınılmaz göç gerçekleşti. Yoksa bize Lazkiye’de Şam’da Hama veya Humus’ta yaşayan insanlar gelmedi.
****
Yani bu göç Esed ve İş Birlikçileri tarafından bile isteye organize edildi.
Devletimiz belirli bir süre belirli yardımları yaptı. Hatta tüm sağlık hizmetlerinden de faydalandırdı.
Bu insanlar ucuz iş gücü olarak, iş gücüne dayanan tüm iş alanlarında ve sektörlerde çalıştılar.
Doğal olarak şehirlerde kendi içlerinde kalabilecekleri getto’lar oluşturdular. New York Çin Mahallesi gibi, tıpkı Avrupa şehirlerinde oluşan Türk Mahalleleri gibi…
****
Şunu da belirtmeden geçmemeliyim ki bu insanlar burada kalsın ve yaşasın diye AB ve ABD STK’ları hatta bazı ülkeler ülkemizde hibe fonlar yarattılar.
Bu insanların çalışma izinleri, oturum izinleri, vatandaşlık işlemleri için ücretsiz hizmet verdiler. Okumak isteyenlere burs verdiler.
Hatta ülkemizde iş kurmak isteyenlere 100 Bin Euro’ya kadar hibeler dağıttılar.
Bu faaliyetlere izin verilmesi baştan hataydı ama burada da Uluslararası anlaşmalarımız elimizi kolumuzu bağladı.
****
Bu esnada vuku bulan Münferit olayların olması kaçınılmazdı ve münferiden yaşanan bir çok adi suç vakası oldu.
Son günlerde gelişen ve gündemi ısıtan olayların bir çoğunun faili ise Afgan ve Pakistan’lılar. Bu tipler toplumumuzu kışkırtacak, sinir uçlarına dokunacak söylem ve eylemler gerçekleştiriyorlar.
Peki bunlar nereden geldi ? İran üzerinden. Yani bu insanların içerisine çok sayıda Sawama karışmış olabilir mi pek tabii ki olabilir.
****
Bunlar İstanbul başta bir çok yerde provakatif eylem ve söylemlerle ile zaten gergin olan toplumumuzu iyice tahrik ediyorlar. Bu tahrike bizim siyasilerimizde çanak tutunca ülkede insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden bir sığınmacı sorunu varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.
****
Ülkede ve dünyada baş gösteren ekonomik kriz sonrasında bu insanların varlığı adeta belirli mihraklarca gözümüze sokulmaya münferiden yaşanan olaylar ise kitlelere mal edilmeye başlandı.
****
Ümit Özdağ, Tanju Özcan gibi isimlerde bu konu üzerinden siyaset yapmaya siyasi prim yapmaya başladılar.
Hatta “ Sessiz İstila” diye hazırladıkları ve sosyal medya üzerinden yayınlanan kısa film ile de provokasyonları arttırdılar.
Bu film insanları bu sığınmacılara karşı kin ve nefrete yönelten bir film.
Bana dünyada bu şekilde göç edenlerin egemen olduğu bir Devlet gösteremezsiniz.
Düşünün 60 yıl önce Almanya’ya 2,5 Milyon Türk gitti. Alman’lar bir çocuk yaptı bizimkiler 5 çocuk. Buna rağmen hatta Türklerin gün geçtikçe zenginleşmelerine rağmen Türklerin Alman Devleti üzerinde etkisi nedir dersek sıfır cevabı karşımıza çıkar.
Sosyal medya üzerinden başka ülkelerde olan göç foto ve videoları sanki bu gün bizim ülkemizde yaşanıyor gibi servise sokuldu.
****
Dün yaptıklarından farklı bir şey yapmayan veya dün yapmadıklarını bu gün yapan bir sığınmacı kitlesi yok karşımızda.
Ama ciddi bir dezenformasyon süreci ülkeyi karıştırmak için bir takım mihraklar tarafından pompalanıyor.
Sonuçta iç karışıklık isteniyor neden çünkü bu iktidar nolursa olsun gitmeli.
Bu insanların artık ülkelerine dönmeleri gerekiyor bu doğru.
Bu insanların ekonomik yükü bize artık ağır geliyor bu da doğru.
Ülkemizin demografik ve sosyal yapısı bizden çok alt kültürden gelen bu insanları bu kadar çok insanı kaldırmaz bu da doğru.
****
Devletimiz bu insanları ülkelerine geri döndürmek kararını vermiş durumda.
Öncelikle ve özellikle Afgan ve Pakistanlılar ivedi olarak geri gönderilmeli.
****
Adeta cadı avı yapar gibi bu işi yapmak ve bu insanları memleketleri olan bölgelere yaşam şartları çok zor ve güvenlik sorunları olan bu bölgelere götürüp bırakmak ve adeta geri geleni vururuz demek olacak iş değil.
Bu ülke ve bu devlet bu sorunu da aşacak noktada ve güçte.
Lütfen tahriklere kapılmayın, sosyal medyada her gördüğünüz videoya inanmayın, her yazılanı doğru ve gerçek zannetmeyin…
****
Sizi getirmek istedikleri oyuna sakın gelmeyin, uyanık olun.
Bizim gidecek başka bir ülkemiz yok …
05 Mayıs 2022
Hasan Fatih Ersümer