Satış işlemine en büyük katkıyı Koç Grubu’na ait Yapı Kredi Bankası yaparken, Bank of America ve BNP Paribas’ın sahibi olduğu TEB de dikkat çeken oyuncular arasındaydı.

Geçtiğimiz Cuma günü borsada 6.5 milyar TL’lik çıkış yaşandı. Şu bir gerçek ki, finans piyasalarındaki büyük hareketler salt ekonomik gerekçelerle açıklanamaz. Satışların önemli bir kısmının belirli finans kurumları ve bankalar tarafından yapılması, olayın siyasi boyutunu gündeme getirmektedir.

Satış işlemine en büyük katkıyı Koç Grubu’na ait Yapı Kredi Bankası yaparken, Bank of America ve BNP Paribas’ın sahibi olduğu TEB de dikkat çeken oyuncular arasındaydı. Peki, bu finansal hareketliliğin ardındaki sebep ne olabilir?

TÜSİAD, iki ay önce yaptığı açıklamada hükümetin ekonomi politikalarının olumlu neticeler verdiğini beyan etmişti. Ancak iki ay içinde ne değişti ki borsada böylesine büyük bir satış dalgası baş gösterdi?

Bu noktada, küresel sermayenin ekonomi üzerinden siyasi baskı oluşturma geleneğini göz ardı edemeyiz. Zira borsadaki düzensiz hareketlerin çoğu zaman siyasi gelişmelerle eşzamanlı olması, bu iddiaların haklılığını artırıyor.

Manidar olan bir diğer nokta ise, Ekrem İmamoğlu’nun aynı gün resmen Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etmesi. Ekonomik baskının siyasi bir çıkmaz yaratmak için kullanıldığına déjà vu etkisiyle şahit oluyor olabilir miyiz?

Hükümet, bu manipülatif hareketliliğe karşı harekete geçerek SPK eliyle bir soruşturma başlatmış durumda. Belki de bu vesileyle, borsada ve finans dünyasında belirli küresel aktörlerin oynadığı rollere dair daha çok gerçek gün yüzüne çıkacak.

Uzun zamandır ertelenen ve büyük sermaye gruplarının ekonomi üzerindeki baskısını sorgulayan bir soruşturma, borsanın sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda bir manipülasyon unsuru olarak kullanıldığı gerçeğini de ortaya koyabilir. Ancak bu noktada önemli olan, şeffaf bir soruşturma süreci işletmek ve hukukun öncelendiği bir yaklaşım benimsemektir.

Bekleyip göreceğiz, ancak ekonomik güçlerin siyasi denklemdeki etkisinin bu kadar açık hale gelmesi, kamuoyunun da bu konulara daha bilinçli bakmasını gerektiriyor. Çünkü para, sadece bir değer değil, aynı zamanda bir güçtür ve kimlerin elinde olduğuna dikkat etmek gerekir.

22 Şubat 2025

Şeyda GÖKTEN