Dünya tarihinin gördüğü en büyük direnişlerden birisidir Filistin davası. Osmanlı’yı arkadan vurdular, topraklarını kendileri sattılar suçlamalarının çok üzerindedir bu direniş.

Gidip görmeden ama turlarla değil, sırtınıza çantanızı alıp gitmeden anlayabileceğiniz bir direniş değildir bu.

Televizyonlarda izlediğiniz Şam Kapısı, eski Kudüs’ün kapılarından birisidir. Daha doğrusu 4 kapısından birisidir.

Şam yönüne baktığı için ismi Şam kapısıdır ve Doğu Kudüs’ e yani Müslüman yerleşimine açılır. Batı Kudüs ise Yahudi ve Hristiyanların yaşadığı kısımdır.

En basitinden şöyle anlatalım farkı anlamanız kolay olsun diye.

Kudüs Belediyesi Doğu Kudüs’te çöpleri 3 günde bir toplar, Batı Kudüs’te ise günde 2 defa toplar.

Doğu Kudüs fakirdir Batı Kudüs ise İsviçre standartlarında yaşar.

Eski Kudüs surlarla çevrilidir ve bu surların 4 kapısı vardır. Şam kapısı sadece Doğu Kudüs’e bakar diğerleri hep Batı Kudüs’ e açılır. Şam Kapısında bizim özel harekat polislerimizin donanımına sahip en az 100 Polis zırhlı araçları ve TOMA’ları ile bekler. Girerken bunlar tarafından durdurulur ve sorgulanırsınız. Eğer gözaltına alınmazsanız Şam kapısından içeriye yani Eski Kudüs’ e girersiniz. Burası herkese açık bir alandır. Tüm dinlerin ibadethaneleri bulunur, tüm dinlerin aş evleri misafirhaneler vardır. İçeride evler ve yerleşimde vardır. Çarşı Pazar ve dükkanlarda. Bu Eski Kudüs’ün içerisinde yine surlarla çevrili Mescidi Aksa vardır. Buranın da kapılarından bir tanesi direk Yahudi yerleşimine yani Ağlama Duvarının oraya çıkar. Aksa alanının 4 giriş kapısı vardır. 3’ ünün anahtarları sadece Müslümanlarda Ağlama Duvarına açılan kısmın anahtarı ise hem Müslümanlarda hem de Yahudilerde vardır. Her kapının girişinde en az 10’ ar İsrail Polisi vardır. Bunlar pasaport kontrolü yaparlar ve sorgularlar. Müslüman olmayanlar bu alana giremez(di).

Siyonist Yahudiler Aksa Mescidine bir anahtarları kendilerinde olan Ağlama duvarı kısmındaki kapıdan giriyorlar. Bundan daha önce de buraya girdiler aynı kapıdan aynı yoldan. Bu insanlar içeriye giriyor ve bunları korumak içinde İsrail Polisi de içeriye giriyor. Orada ki Filistinliler bunlara en çok taş atabilirken bu insanları taşlardan korumak için İsrail Polisi gaz bombaları ve mermi sıkıyor. Bundan önceki girişimlerinden kalan mermi izleri binlerce yıllık Aksa Caminin sütunlarında ve duvarlarında hala durmaktadır.

Peki bu saldırı girişimde bulunan Siyonist Yahudiler kim ne iş yapıyor diyecek olursanız eğer cevabımız Yahudilik yapıyorlar olur. Hani kadınları bizim çarşafımıza benzer kıyafetler giyen, erkekleri yine uzun siyah ceket, fötr şapka kullanan, sakallı ve uzattıkları zülüfleri örgülü olan insanlar işte bunlar. Bunlar dünyanın çeşitli devletlerinden İsrail’e getiriliyor. Bunlara devlet oturacak ev veriyor. Bunların tek işi üremek. Evet yanlış duymadınız bunların işi gücü üremek ve Siyonizm. İsrail oradaki Yahudi nüfusunu arttırmak için bu insanların aileleri ile birlikte tüm bakımlarını üstleniyor. Yani bunlar ev devletten, maaş devletten sadece ürüyorlar. Ve çocukları da aynı yolu izliyor. Her birinde 6-7 çocuk var en az. Bunlar sürekli Siyonist eğitim görüyorlar, ibadet ediyorlar ve Filistinlilere düşmanlık ediyorlar. Askerlik, ticaret siyaset hiçbir şey yapmıyorlar. İşleri üremek ve Siyonizm. İşte Aksa’ya girenler bunlar.

İsrail Aksa’ya girişleri kontrol altında tutuyor. Yani Aksa’ nın kapıları Sabah namazından yarım saat önce açılıyor ve yatsı namazından yarım saat sonra kapanıyor yani Aksa alanında gecelemek sabahlamak yasak.

Peki İsrail’ de Filistin’li olmak ne demek derseniz … İnsan olup insanın görmeyeceği her muameleyi görüp, orayı terk etmesi için dünya üzerinde kimsenin kolay kolay ret  etmeyeceği teklifleri ret ederek ölümle kol kola, hapisle kardeş, nezaretle barışık zorluk içerisinde yaşamak demektir. Eğer 1960’lı yıllarda İsrail vatandaşlığına geçmeyi kabul etmediyseniz yani Filistinli kaldıysanız her nerede yaşıyorsanız orada yaşamak ve yaşlanmak ve ölmek durumundasınız. Kudüs’te yaşayan bir Filistinli 40 km ötedeki El Halil kentine izin almadan gidemez zaten izin vermiyorlar. Ya da El Halil’ de yaşayan bir Filistinli iseniz akrabalarınızı görmek yada başka bir gerekçe ile 40 km ötedeki Kudüs’ e yada 100 km ötedeki Gazze’ye gidemezsiniz. Tabii ki 7 yaşından küçük ve 70 yaşından büyük iseniz bu kısıtlamalardan muafsınız. Ve eğer Filistinli iseniz İsrail’de yaşadığınız mahalle beton bloklar ve dikenli teller ile çevrilidir. Mahallenize giriş çıkışlarınızda İsrail Polisinin kontrolünden geçmek zorundasınız. Yani Doğu Kudüs’ te bir mahallede yaşıyorsunuz biraz ötenizdeki başka bir mahallede yaşayan akrabanızı ya da arkadaşınızı görmeye gitmek isterseniz İsrail Polisinin yine iznine tabi olmak zorundasınız. Aracınız varsa aracınızın plakası İsrail vatandaşlarından farklıdır yani girip çıkabileceğiniz yollar belirlenmiştir. Seyahat özgürlüğü denilen şey Filistinliler için yoktur. Bu Şeria kısmında ve Kudüs’te olanlar. Gazze ise surlar içerisinde bir yaşam. Yani turist olarak oraya gittiniz. Gazze’yi merak ediyorum görmeye gitmek istiyorum dediniz. Bu zaten İsrail makamlarının onayına bağlı yani turist olarak Gazze’ ye gidemezsiniz. Hatta 20 km yanına bile yanaşamazsınız. İsrail vatandaşı değilseniz turist olarak bile gezebilmeniz mümkün değil. Kudüs’ten tut bir taksi, hadi Ramallah’a gidelim de. Gidemezsiniz.

Bir Gazzeli'nin Gazze dışına çıkabilmesi ise neredeyse imkansız.

DEVAM EDECEK…