Modern toplumlar, din ve mezhep gibi inanç unsurlarını bireysel hak ve özgürlüklerin bir parçası olarak görürken, bu değerlerin siyasallaşması çoğu zaman toplumsal barışı tehdit eden bir unsur haline gelmiştir.
Değerli Dostlar, birkaç gündür X Platformu üzerinden bir algı operasyonu başlatılmış, bir mezhep savaşı körüklenmeye çalışılmaktadır. Bunun üzerine konuşmak gerekir!
Modern toplumlar, din ve mezhep gibi inanç unsurlarını bireysel hak ve özgürlüklerin bir parçası olarak görürken, bu değerlerin siyasallaşması çoğu zaman toplumsal barışı tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Bu bağlamda, “siyasal Alevilik” kavramı, mezhepsel kimliğin siyasi bir araç olarak kullanılmasını ifade eder ve hem Alevilik hem de toplumsal birlik açısından önemli tehlikeler barındırır.
Siyasal Alevilik Nedir?
Siyasal Alevilik, Alevilik inancının özünden ve tarihsel bağlamından koparılarak siyasi bir ideolojiye dönüştürülmesidir. Bu yaklaşım, Aleviliğin hoşgörü, sevgi ve insan merkezli öğretilerini göz ardı ederek, mezhepsel aidiyeti siyasi bir kutuplaşma unsuru haline getirir. Mezhep temelli siyaset, dini ve kültürel bir zenginlik olan Aleviliği, çatışma ve ayrışma aracı haline getirebilir.
Mezhepçi Yaklaşımın Zararları
◽️Toplumsal Kutup Oluşumu:
Mezhepçilik, toplumda “biz ve onlar” algısını pekiştirir. Bu durum, farklı inanç grupları arasında karşılıklı güvensizlik ve ayrışmaya neden olur. Siyasal Alevilik gibi mezhep temelli yaklaşımlar, yalnızca Sünni-Alevi çatışmasını değil, aynı zamanda Alevi toplumunun içinde de farklı görüşler arasında bölünmelere yol açabilir.
◽️ İnancın Değersizleştirilmesi:
Mezheplerin siyasi araç olarak kullanılması, inancın manevi ve ahlaki değerlerinin ikinci plana atılmasına neden olur. Alevilik gibi tarihsel bir derinliğe sahip inanç sistemleri, siyasi manipülasyonlar nedeniyle özünden uzaklaşabilir.
◽️ Devlet-Millet İlişkilerinde Zarar:
Mezhepsel siyasetin yaygınlaşması, devleti taraflı bir yapıya dönüştürebilir. Bu durum, devletin tüm vatandaşlarına eşit hizmet sunma ilkesine zarar verir ve toplumsal huzursuzluğun artmasına yol açar.
◽️Radikalleşme ve Şiddet Riski:
Mezhepçi ayrışmalar, özellikle Ortadoğu coğrafyasında sıkça görüldüğü gibi, radikal grupların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu durum, toplumsal huzursuzluğun ötesinde ciddi güvenlik sorunlarına yol açabilir.
Çözüm Önerileri Sunacak Olursak
?️ Eğitim ve Bilinçlendirme:
Din ve mezhepler arasındaki farklılıkların çatışma unsuru olarak değil, bir zenginlik olarak görülmesi gerektiği eğitim sistemine entegre edilmelidir.
?️Hoşgörü Kültürünün Geliştirilmesi:
Siyasi ve dini liderlerin, hoşgörü ve birlik mesajları vermesi toplumsal dayanışmayı artıracaktır.
?️ Dini ve Kültürel Kimliklerin Siyasallaştırılmaması:
Devlet, mezhepsel tarafsızlık ilkesini benimseyerek, dini kimliklerin siyasi manipülasyon aracı haline gelmesini önlemelidir.
?️ Ortak İnsan Hakları Vurgusu:
Farklı inanç grupları, mezhepsel kimliklerini bir kenara bırakarak temel insan hakları ve özgürlükler üzerinde ortak bir zemin oluşturmalıdır.
Sonuç itibariyle "Siyasal Alevilik ve mezhepçi yaklaşımlar", hem inanç toplulukları hem de genel olarak toplum için zarar vericidir. Ortak değerler etrafında birleşmek ve farklılıkları çatışma değil, zenginlik unsuru olarak görmek, toplumsal barışın sağlanması için elzemdir. Alevilik ve diğer inanç sistemleri, insanı ve sevgiyi merkeze alan öğretileriyle topluma ışık tutabilir; ancak bunun yolu, bu değerlerin siyasetten ve kutuplaştırıcı yaklaşımlardan arındırılmasından geçmektedir.
Sağlıcakla kalın..
Dostokurlara sevgilerimle..
30 Aralık 2024
Şeyda GÖKTEN