Kadın karakteri, mizacı, fıtratı; erkek karakteri, mizacı, fıtratı neredeyse hep aynı kaldı. (Döneme, şartlara ve imkanlara göre gelişir!)

Ah şu kadın-erkek ilişkileri yok mu?

İnsanlık yaratıldı yaratılalı, her zaman en önemli gündemlerden biri olmuştur.

Her zaman gündem, her zaman ilgi odağı ve her zaman dikkat çekmiştir bu konu.

Hz. Âdem ile başladı ilkin;

Havva ile olması gereken noktaya ulaştı.

Hz. Âdem, cennetin ilk sultanı; aydınlık bir sabaha gözlerini açtığında cennetin ilk prensesi, ilk kraliçesi, ilk kadını Hz. Havva ile tanıştı, konuştu, dertleşti, tartıştı.

Yürüyüşler yaptılar, cennet şerbetlerinden içtiler, cennet meyvelerinden yediler.

Kimi zaman aynı şeylere sevindiler, aynı şeyleri düşündüler.

Kimi zaman da farklı şeyler gündemleri oldu.

Çünkü biri kadın diğeri erkek olarak yaratılmıştı.

Cennette bile olsa farklılıkları vardı.

İlk tartışmaları, ilk ayrılıkları (belki de) yasak ağaç oldu.

Ama onda da ortak bir noktada buluştular ve gözlerini açtıklarında kendilerini dünyada buldular.

O günden bugüne insanlık hep kadın-erkek ilişkilerini konuşur oldu.

Ne yapmalı, ne etmeli, nasıl yapmalı, neler söylemeli, neler söylememeli ve nasıl davranmalı?

Kültürden kültüre bu ilişkilerdeki dinamikler azıcık farklılık gösterse de Hz. Âdem ve Havva’dan bugüne kadar bildiğimiz bir şey var ki kadın her zaman kadındır, erkek de erkek.

Kadın ve erkek beğenileri, duyguları ve düşünceleri, istekleri, arzuları… üzerinden geçen milyonlarca yılda ufak tefek değişiklikler gösterse de;

Kadın karakteri, mizacı, fıtratı; erkek karakteri, mizacı, fıtratı neredeyse hep aynı kaldı. (Döneme, şartlara ve imkanlara göre gelişir!)

Neden mi bu kadar emin konuşuyorum?

Biliyorum da ondan!

İnanın kadınlar Venüs’ten Erkekler Mars’tan gelmedi.

İkisinin de en büyük atası aynı yerden geldi ve geldikleri yerde kadın erkek ilişkisini ilk başlatanlar onlardı.

Evrende ya da evren dışı farklı bir boyutta yaşasalar da,

Yeryüzünde sadece iki insan olsalar da,

Bütün dünya ve bütün atmosfer onların kullanımına amade olsa da;

Hz. Âdem erkekliğin gereğini, Hz. Havva da kadınlığın gereğini yaptı.

Konuştular, anlaştılar, tartıştılar, birbirlerine ne iyi geliyorsa onu yaptılar ne kötü geliyorsa ondan uzak durdular.

Ve ilk kadın-erkek ilişkisi yasalarını ortaya koydular.

Şimdi ise şartlar değişti, imkanlar değişti, algılar, duygular, inançlar, farkındalıklar… aklınıza insan ve insan ilişkisi deyince ne geliyorsa o günden bugüne değişti.

Ama zannımca değişmeye bir şey var ki kadın hâlâ kadın, erkek de hâlâ erkek…

(Şu son zamanlarda çokça artan, erkekteki feminen, kadındaki maskülen duygu, tutum ve davranışları gündem dışı tutuyorum)

Peki günümüz kadın erkek ilişkilerine gelirsek, bir erkek ilişki içerisinde olduğu kadından ne ister ne bekler?

Bu soruya sırf bilgi açısından bakarsak ve maddeleri sıralamaya kalkarsak zannımca birkaç sayfa yazmamız gerekir. Müsaade ederseniz ben size önemli gördüğüm birkaç madde yazayım ve işe siz bu maddelerden başlayın olur mu?

Eğer ilişkinizi daha iyi yerlere getirmek gibi bir arzunuz varsa bence olmaz demezsiniz.

Başlıyorum o zaman!

Bakın sevgili hanımlar, bir erkek önce saygı ister. Sayılmak, önemsenmek önemlidir onun için.  Sözlerine ve isteklerine değer verilmesi bir erkek için çok kıymetlidir. 

Hocam bunu biz de isteriz diye hoplamayın hemen.

Biliyorum bunu siz de çoooook istiyorsunuz. Ve sayılmak ve değer görmek sizin için de çok kıymetli ve önemli.

Ve bence mutlaka öyle olmalı, yapılmalı, önemsenmeli…

Burada yazdığım maddeleri erkeklerden ve kadınlardan dinledim. Bazılarına erkekler olarak veya kadınlar olarak katılmayabilirsiniz.

Bu sizin tercihiniz. Kesinlikle saygı duyuyorum.

Ne demiştim? Bir erkek önce saygı ister!

Ve devamında yaptıklarının ve başarılarının fark edilmesini ve taktir edilmesini ister.

Her ne yapıyor olursa olsun performansının övülmesi ve onay alması onun için çok önemlidir.  İster evde ufak tefek tamir işleri olsun, ister bir organizasyon, ister cinsel ilişki hiç fark etmez. Yaptığı bir şeyin partneri tarafından onaylanması ve övülmesi onun için çok önemlidir.

Sevgili kadınlar; partnerinize ihtiyaç duyduğunuzu hissettirin.

Yok yok vazgeçtim, hissettirmeyin direk söyleyin.

Çünkü bir erkek kendisine ihtiyaç duyulduğunu duymak ister.

“Benim için bunu yapmana ihtiyacım var, benim için bunu yapar mısın? Yaparsan çok mutlu olurum!” deyin, sonra izleyin.

Bir bakmışsınız ki partneriniz eline kazmayı küreği almış Amasya’ya doğru yola çıkmış.

Neden Amasya mı? Ferhat ile Şirin hikayesi canım.

Erkek içinden şunu söylüyordur: “Ferhat da kim oluyormuş. Dağları benim kadar güzel delemez! Ben daha iyi delerim!”

Unutmayın, erkekler için “Sana ihtiyacım var!” cümlesi kilit cümledir.

“Sana ihtiyacım var!” dediğin an onların içindeki gizli kahramanı uyandırırsın ve hiçbir isteğin geri çevrilmez.

Konuşma (cümle) kalıplarına dikkat edin.

“Şunu yapmıyorsun, bunu yapmıyorsun, ne biçim adamsın sen?” demek yerine “Şunu yapmana ihtiyacım var!” deyin, yaslanın arkanıza ve izleyin!

Erkeklerin beyinleri kadınlarınkinden farklı çalışır. Tipik bir erkek beynindeki sinir bağlantıları beynin aynı lobunda ön ve arka taraflar arasında kurulur; kadınlarda ise bu bağlantılar, sağ lob, sol lob; ön beyin, arka beyin; alt beyin üst beyin, aklınıza beyinle ilgili hangi nokta geliyorsa orayla kurulur. J

O yüzden erkeklerle ilgili karmaşık düşünmeyin basit düşünün ve ona erotizm ve estetik sunun. Güzel ve uyumlu giyinin, eve geldiği zaman sizi “Hello Kitty” baskılı pijamalarınızla görmesin. Saçınıza başınıza dikkat edin.

Gün içerisinde güzel bir mesaj atabilirsiniz. Bunu sadece erkeklerden beklemeyin.

Gün içerisinde attığınız güzel bir mesaj erkekleri çalıştıran benzinin içine enerji takviyesi yapmak kadar etkilidir.

Erkek eve geldiğinde mutlaka gülümseyin. Erkekler için gülümseyen bir kadın görmek tüm gerginliklerinin yok olmasını sağlayan bir manzaradır. 

Erkekler için kadının gülümsemesi ekmek gibi, su gibi temel bir gereksinimdir.

Aşk ve hizmet davranışlarında bulunun.

Ne gibi hocam?

Çayını, kahvesini hazırlayıp getirmek gibi mesela. Kahvenin yanına küçük bir çikolata, lokum koyup karşısına geçin ve ona eşlik edin.

Erkeklerin aileleriyle de iyi geçinmek lazım.

Çünkü her erkek ailesini önemser.

Erkeklerin genlerinde koruyuculuk güdüleri olduğu içi, orman kanunlarındaki koruma ve savunma duygusu erkeklerin beyninde milyonlarca yıldır silinmeden arketip olarak gelmiştir.

Siz siz olun erkeklerin ailesine önem verin!

Eeee! Daha daha başka (!!!)

Durun hemen kızmayın!

Kızacağınız noktaya gelmedi henüz anlattıklarım.

Erkekler bazen yalnız kalmak isterler.

Kişisel alana ihtiyaçları vardır.

İyi bir ilişkiniz olmasını istiyorsanız boğmayın onları.

Yalnız kalma ihtiyaçlarına saygı duyun. Akşam eve geldiği zaman zihnini boşaltmasına izin verin.

Bunu her erkek farklı yapar. Keşfedin erkekleri.

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfettiği gibi;

Keşif gezisinin kaptanı Magellan’ın öldürülmesinden sonra geziyi tamamlayarak dünyanın çevresini dolaşan ilk kişi olan Juan Sebastian Elcana gibi, sizler de annelerinin yarım bıraktığı keşfi devralan kadınlar olarak erkeklerin çevresini dolaşın ve onları keşfedin.

“Nelerden hoşlanıyorlar, nelerden hoşlanmıyorlar?

Hobileri, fobileri neler?

Zihinlerini nasıl boşaltıyorlar?” gibi gibi.     

Kimi televizyon seyrederek boşaltır zihnini,  

Kimi bilgisayarda oyun oynayarak.

Kimi okur, kimi yazar!

Kimi spor yapar, deliler gibi ağırlık kaldırır.

Kimi de yürüyüş parkurunda veya evinin geniş terasında deli danalar gibi yürüyüş yapar.

Siz, erkekleri keşfedin ve Dr. Gordon Howe ve arkadaşlarının çıkardığı zihin haritaları gibi “Evinizin erkeğinin keşif haritasını” daha amiyane bir tabirle, doğru cümlelerle ve doğru hareketlerle “Erkekleri kullanma kılavuzunuzu!” çıkarın.

Unutmayın, her erkeğin kullanma kılavuzu aşağı yukarı birbirine yakındır. Küçük farklar vardır sadece.

28 Ağustos 2024

Dr. Mahmut AÇIK