Tutku cinsel istek, haz ve arzu olabildiği gibi, el ele tutuşma, küçük bir kaçamak bakış, beraber vakit geçirmekten zevk alma, birlikte yapılan eğlenceli bir aktivite, küçük heyecanlar, kısacası estetik ve erotizm de olabilir.

Çift ilişkilerinde aşk üçgeni denen bir kavram var biliyorsunuz.

Üçgenin üç köşesi gibi birbirini destekleyen, tutan ve tamamlayan bir kavram silsilesidir bu.

Bu üçgenin köşelerinden birisi eksik veya yetersiz olduğunda ilişki ya kör ya topal ya sağır ya da inceden inceye hasta olur.

Bu kavramlar, tutku, bağlılık ve yakınlıktır.

Bu üç kavram evlilikte yerli yerinde kullanılabiliyorsa ve gerektiği özeni, ilgiyi iltifatı alabiliyorsa o evliliğin başarılı, mutlu ve sağlam bir evlilik olma ihtimali çok yüksektir.

Şimdi dilerseniz bu üç kavramdan çok kısa, ağıza bir parmak bal çalma miktarınca bahsedeyim.

Evlilikte eşler arasında olmazsa olmazlardan biri tutkudur. Tutku aşk üçgeninin (A) köşesidir diyelim. 

Tutku; cinsellik, aşk, erotizm ve heyecanı kapsar.

Uzmanlar evlilikte tutkunun yani aşkın, erotizmim, cinselliğin, heyecanın ilk birkaç yıl içinde azaldığını hatta bitmeye yaklaştığını söyleseler de ben buna tam olarak katılmıyorum.

Tutkunun ve aşkın süresini sizin ilişkinizin kalitesi çok uzun yıllara taşıyabilir.

Ya da çok hızlı bir şekilde tüketebilir.

Ama kafanızda tutkuyu sadece cinsellik olarak algılarsanız yanılırsınız.

Çünkü çiftler arasındaki cinsellik pek çok çevresel veya kişisel/duygusal etkene bağlı olarak evlilik süresi içerisinde zaman zaman değişkenlik gösterir.

İçinde bulunduğunuz duygu durumu cinselliğinizi etkileyebildiği gibi, maddi durumunuz, finansal zorluğunuz, fiziksel direnciniz, sağlığınız, iş veya sosyal hayatınızdaki gündemlerin yoğunluğu gibi etkenler sizin o gün ve takip eden hafta veya aylardaki cinsel isteğinizi, arzunuzu, gücünüzü etkileyecektir.

Tutku cinsel istek, haz ve arzu olabildiği gibi, el ele tutuşma, küçük bir kaçamak bakış, beraber vakit geçirmekten zevk alma, birlikte yapılan eğlenceli bir aktivite, küçük heyecanlar, kısacası estetik ve erotizm de olabilir.

Aşk üçgeninin bir diğer köşesi bağlılıktır.

Üçgenin (B) kösesi veya bağlılık kavramı da diyebiliriz.

Aslında bağlılığın bir diğer adı sadakattir.

Bağlılık biz duygusunun gelişmesidir.

Sevgidir, korumadır, güvendir.

Partnerine güvenmek ve/veya ona güven vermektir.

Unutmayın bağlılığı zayıf ve sorgulanan evlilikler her zaman problemlidir. 

Bu tür evliliklerin üzerinde uzun uzun çalışmak gerekir. 

Çalışmak gerekir derken mahalle muhtarıyla, alt komşu Mualla Hanım’la veya Bakkal Mehmet Efendi’yle değil.

Bir uzmana danışmak ve bir uzmanla çalışmak gerekir.

Bizim aşk üçgenimiz oluşturan üçüncü köşe ise yani (C) köşesi, yakınlıktır.

Yakınlık aslında bir noktada arkadaşlık, dostluk, paylaşmak, dertleşmek, konuşmak gibi tüm kavramları içine alır.

Çünkü eşler olaylara, duygu durumlarına, yaşananlara, şartlara ve zamana göre pek çok rol üstlenmek ve rolün gereğini yerine getirmek durumunda kalabilirler.

Öyle de olmalıdır zaten.

Çünkü bir gün önce partnerine erotizmin zirvesini yaşatan bir eş, bir gün sonra onun çok ihtiyacı olduğu bir dönemde başını dizlerine koyduğu ve sığındığı bir liman olabilir.

Kimi zaman sırtını yasladığı bir dağ kimi zaman da sırdaş olur. 

El ele tutup gezeceği bir flörtüz olduğu bir günün ardından eşinin tavla oynayacağı, eğlenceli ve kaliteli vakit geçireceği bir arkadaşı olur.

Burada önemli olan bu üçgeni oluşturan köşelerin ve çizgilerin sınırlarının iyi belirlenmiş olması ve partnerlerin her ikisinin de üzerine düşeni tam anlamıyla yerine getiriyor olmasıdır.

Eğer siz kurduğunuz veya kuracağınız ilişkide aşk üçgeninin bu üç köşesini de ilişkinizde tam yerine oturtabilir ve bu üçgende anlatılan şartları oluşturabilirseniz, bir ömür mutluluklar dilediğimiz ve mutluluklarını gıpta ile seyrettiğimiz bir çift olursunuz.

Vesselam!..

09 Eylül 2024

Dr. Mahmut AÇIK